O asker konuştu: “Cumhuriyet’teki röportaj Ergenekon’un gerçek yüzünü gösterdi; anlatmaya devam edeceğim”


Cumhuriyet Gazetesi’nin emekli Binbaşı Gökhan Yüzbaşıoğlu iddialarını merkeze alıp yayımladığı ‘Adım adım F… işgali’ başlıklı röportaj dizisine, TSK’dan ihraç edilen ve @SurgunBinbası isimli twitter hesabı olan asker tek tek cevap verdi.
Röportajın temelinde ise Yüzbaşıoğlu’nun Kuleli Askeri Lisesi’ne girdikten emekli olduğu 2011 yılına kadar yaşadığını iddia ettiği olaylar yer alıyor.
İddialara tek tek cevap veren @SurgunBinbası isimli hesap, “@cumhuriyetgzt’in sözde röportaj, özde ise Ergenekon bülteninden ibaret olan yazı dizisi o kadar çok yalanla dolu ki ilk bölüm için yazacaklarım bile bitmedi daha.” ifadesi ile giriş yapıyor. İddiaların kaynağı olan Yüzbaşıoğlu’nun bizzat dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından korunduğu söyleyen Sürgün Binbaşı, “Genelkurmay Başkanı’nın Hava Kuvvetleri’nden bir Yarbayın ataması ile bu kadar yakından ilgilenmiş olması Ergenekon’un General-Amiral Şubedeki adamını muhafaza etmek istenmesinden başka bir şey değildi tabi ki.” dedi.
Röportajda geçmişte Yüzbaşıoğlu’nun hakkında açılan soruşturmalardan bahsetmediğini söyleyen Sürgün Binbaşı, ” Yüzbaşıoğlu’nun suçladığı kişiler hakkında soruşturma izni vermeyen komutan Orgeneral Mehmet Erten olduğu için yazıda ismi bilinçli olarak zikredilmemiş. Olay Orgeneral Akın Öztürk’ün komutanlığı döneminde olmuş olsaydı bak Org.Akın Öztürk bu kişileri korumak için soruşturma izni vermedi gibi iftiralarla hem de Akın Öztürk’ün ismini büyük puntolarla yazarak verirlerdi haberi..İşte Ergenekon’un gerçek yüzü.. Anlatmaya devam edeceğim.” dedi.
Sürgün Binbaşı’nın 2 dizi halinde yayımladığı açıklamalar şöyle;
1. @cumhuriyetgzt’in sözde röportaj, özde ise Ergenekon bülteninden ibaret olan yazı dizisi o kadar çok yalanla dolu ki ilk bölüm için yazacaklarım bile bitmedi daha.
2. Normalde görev süresi 3-4 yıl olan General-Amiral Şube’de 5. yılını doldurduğu için başka bir göreve tayin edilmek istenen Binbaşı Yüzbaşıoğlu bağlantılarını kullanarak bunu engellemiş ve kendi ifadesi ile çok kritik bu görevde 6 yıl kalmayı başarmıştır !
3. Şimdi de çıkmış sırf Binbaşı Yüzbaşıoğlu ayrılmak istemediği için ataması durdurulan Yarbay Zafer Mercan’ı karalamaya çalışmaktadır.
4. Olayın aslı ise şöyledir:
Hava Kuvvetlerinin söz konusu tayinde ısrarcı olması üzerine konu el altından dönemin Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’a intikal ettirilmiş ve onun bir yarbayın tayinine müdahele etmesi sağlanmıştır.
5. O yılki Hava Harp Akademisi mezuniyet balosunda Org. Bilgin Balanlı’yı yanına çağıran İlker Başbuğ kendisinden Yb. Zafer Mercan’ın atamasının değiştirilmesi istemişti.
Gökhan Yüzbaşıoğlu ve Cumhuriyet Muhabiri Sertaç Eş

6. Ayak üstü yapılan bu görüşmede yanlarında başka personel de olduğu için işi kitabına uydurmak adına “Zafer’in havacılık yüksek lisansı varmış, daha uygun bir yere atarsanız daha iyi olur” demişti.
7. Yani koskoca Genelkurmay Başkanı bir Yarbayın (Zafer Mercan) yüksek lisansını ve buna uygun bir yere tayin edilmesini düşünüyordu (!)
Ergenekon’un tepeden tırnağa nasıl bir yapılanma içerisinde olduğunu görmeyen var mı hala?
8. Başbuğ’un müdahalesi ile Zafer Mercan’ın ataması durdurulduğu gibi Yüzbaşıoğlu’nun görev yerinde kalması ve yerine başka bir personel tayin edilmemesi için de Hava Kuvvetleri’ne direktif verildi.
9. Genelkurmay Başkanı’nın Hava Kuvvetleri’nden bir Yarbayın ataması ile bu kadar yakından ilgilenmiş olması Ergenekon’un General-Amiral Şubedeki adamını muhafaza etmek istenmesinden başka bir şey değildi tabi ki.
10. “Hikaye”de anlatılan şube müdürü Serdar Sevgili’nin, Yüzbaşıoğlu’nun yakasına yapışmış olması hadisesinin ise hem TSK hiyerarşisi hem de olayın geçtiği söylenen yer açısından yaşanmış olması mümkün değildir.
11. Kaldı ki bilenler bilir, Serdar Sevgili asla böyle bir şeye tenezzül edecek karakterde birisi değildir.
12. Gelelim “Yurtdışı görevlerinin önemi nedir?” sorusuna. Gerçek vatansever bir subay için yurtdışı görevi; devletini, üniformasını, milletini ve kültürünü gururla temsil edebileceği yegane bir vazifedir. Eşinizle, çocuklarınızla beraber ailecek hazırlanırsınız bu görevlere. 
13. İyi bir aile imajı çok önemlidir, zira yabancılar size birey olarak değil aile olarak bakarlar ve geldiğiniz toplumun bir modeli olarak görürler. Bu husus özellikle, Türkiye’nin modern yüzünü bilmeyen yabancıların ülkemiz hakkındaki imajını düzeltmek adına çok önemlidir.
14. Az da olsa gideceğiniz ülkenin yerel dilini de öğrenmeye çalışırsınız. İngilizce bilseniz de her şey kağıt üstündeki gibi değildir, pratik yapıp konuşmanızı düzeltmeye çalışırsınız.
15. Kıyafetlerinizi yenilemeye, ikili görüşmelerde düzgün bir intiba bırakmaya azami gayret edersiniz. Çok önemli görevlerdir bunlar, çünkü yurt dışındakiler ülkenizi sizin şahsınızda tanıyacaklardır.
16. Ancak yazıda da net bir şekilde görüldüğü üzere, Ergenekon dervişinin zikri ne ise fikri de o. Yurtdışı görevlerini arpalık olarak gören ve hep kendi adamlarının bu görevlere gitmesine çalışan Ergenekon’un zihniyetini anlatmış Yüzbaşıoğlu:
17. “Manevi kazancın yanında maddi kazancı da vardır bu görevlerin. Personel 7 bin avro civarı aylık alır, bu aylık 3 yılda ciddi bir birikim sağlar, çocukları da yurtdışında okuma imkânı bulur.” diyerek.
18. Röportajın ikinci bölümüyle devam edeceğim.

SÜRGÜN BİNBAŞI’NIN YAYIMLADIĞI 2. TWİT DİZİSİ;

1. Binbaşı Yüzbaşıoğlu görevi icabı bildiği, duyduğu birkaç olayı sırf karalama maksatlı kullanacağım derken kendi cehaletini ortaya koymuş sözde röportajda(!).
2. Bu 1995’li S.S. Işıklar mezunuydu ve İngilizcesi yeterli olmadığı için Almanca notuyla yurtdışına çıkmak istiyordu ve aldığı not da zar zor 60 idi.
3. Ayrıca yabancı dil notu ile yurtdışı görevlerine talip olunabilir sadece yurtiçi atamalarındaki gibi herhangi bir kadroya talip olunamaz.
Herkes aldığı not ve diğer niteliklerine göre sıralanır ve kimin hangi kadroya gideceğine bu sıralamaya göre karar verilir
4. Hiç kimsenin ben şu kadroya talibim deme hakkı olmadığı gibi notuna göre hangi kadroyla eşleşeceğini de önceden bilmesine de imkân yoktur yurtdışı atamalarında. Yani 2012 yılında Almanya’daki ataşelik kadrosuna planlanacak kişi 1995’li Kurmay Binbaşı S.S. olmayabilir de.
5. Daha seçim ve atamanın yapılmadığı bir kadronun kapatılması ile Bnb.S.S.’nin mağdur olduğunu iddia etmek şeytandan sonra ancak bir Ergenekoncunun aklına gelebilirdi.
6. İlgili şubede yıllarca çalışmış Binbaşı Yüzbaşıoğlu ya MY 52-1 (B) TSK Yurt Dışı Sürekli Görevler Yönergesi’ni bilmiyor daha ya da konuyu bilerek çarpıtmaya çalışıyor.
7. Ayrıca, TSK’da hak arama usulleri bellidir. İlgili proje subayı ile temasa geçip ayrıntıları öğrenirsiniz, sonra da yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız sıralı dilekçe ile ilgili birime başvuruda bulunursunuz.Öyle herhangi bir binbaşıyı arayarak çözmeye çalışmasınız sorunu.
8. Bu durumda, Binbaşı S.S., yaşadığı problemin çözümü için niçin ilgili proje subayını değil de Teşkilat Şubedeki yani konuyla hiçbir ilgisi olmayan Binbaşı Yüzbaşıoğlu’nu aramıştır? Aralarında nasıl bir örgütsel bağ vardır?
9. Ve Binbaşı Yüzbaşıoğlu devresi bile olmayan bir kişi için niçin elini taşın altına koyma ihtiyacı hissetmiştir? Kimden ve hangi güçten aldığı cesaretle kendisi ile ilgili olmayan bir konu hakkında gidip ilgili proje subayına hesap sormaya kalkmıştır?
10. Şimdi anlıyor musunuz Ergenekon’un TSK’da nasıl bir yapılanma içerisinde olduğunu?
11. Ayrıca yurtdışı kadrolarının kapatılması öyle bugün karar aldım yarın kapatıyorum şeklinde olmaz. Kadro değişikliklerine en az bir yıl önce karar verilir ki personel seçimleri de ona uygun yapılabilsin.
12. Herkes bilir ki bu tür kadro değişiklikleri Hava Kuvvetlerinin teklifi ve Genelkurmay Başkanlığının onayı ile yapılır. Yani Binbaşı Yüzbaşıoğlu’nun belirttiği 2012 yılında kapanacak bir kadroya 2011 yılında karar verilmiş olması tamamen normal ve doğru bir uygulamadır.
13. Yani açık olan bir kadroya atama yapılmamış ve bunun sonucunda da Yüzbaşıoğlu’nun çarpıttığı gibi ortalıkta görevi ihmal suçu falan oluşmuş değildir. “Resmi evrakta sahtecilik” suçunun oluşması için ortada düzenlenmiş ve kullanılmış sahte bir evrak olması gerekir.
14. Ayrıca bu kadro olayının “resmi evrakta sahtecilik” suçu ile de uzaktan yakından alakası yoktur.
Yine bir Ergenekon kurnazlığı ile halkı kendi yalanlarına inandırmak maksadıyla çarpıcı suçlar isnat edilmeye çalışılmış ama olmamış.
15. Bu sebeple Binbaşı Yüzbaşıoğlu’nun suç duyurusuna herhangi bir işlem yapılmamış olması da gayet doğaldır. Yukarıda açıkladığım gibi ortada işlenmiş herhangi bir suç yoktur çünkü.
16. Diğer konuları olmayan detaylarıyla açıklayan Binbaşı Yüzbaşıoğlu kendisi ile ilgili soruşturmaların içeriğinden hiç bahsetmemiş nedense.
Önceki floodlarda bahsetmiştim. Aldığı borçları ödemeyi unuttuğu (!) için hakkında yapılan şikayet üzerine açılmıştı soruşturma.
17. Eşiyle ilgili ses kayıtlarının içeriğinden bahsetmeyi doğru bulmadığım için detayına girmiyorum, ama ses kayıtlarının varlığı gerçektir. Bunun bilinmesi mevzunun anlaşılması için yeterlidir sanırım.
18. Yüzbaşıoğlu’nun suçladığı kişiler hakkında soruşturma izni vermeyen komutan Orgeneral Mehmet Erten olduğu için yazıda ismi bilinçli olarak zikredilmemiş.
19. Olay Orgeneral Akın Öztürk’ün komutanlığı döneminde olmuş olsaydı bak Org.Akın Öztürk bu kişileri korumak için soruşturma izni vermedi gibi iftiralarla hem de Akın Öztürk’ün ismini büyük puntolarla yazarak verirlerdi haberi..
20. İşte Ergenekon’un gerçek yüzü..
Anlatmaya devam edeceğim.
TR724

Hiç yorum yok