Babadan Mektup
Selamun aleyküm, hayatımı güzelleştiren ve beni mutlu eden sultanım, hayatım, en önemlisi kuzucuklarımın annesi;
Sana buradan Allah’ın selamını gönderiyorum. Nasılsınız? İyi misiniz? Seni ve çocukları çok özlediğimi belirtmek istiyorum. Sizler hayatımın anlamı ve yaşama sevincimsiniz. Sizler iyi oldukça, ben daha iyi oluyorum. Eğer beni soracak olursanız her zamanki gibi, değişen bir şey yok. Sağlık yönünden Allah’a şükürler olsun sağlığım yerinde. Sadece sana ve çocuklara olan özlemim çok. Her zamanki gibi, senin ve çocukların sevgisi beni ayakta tutuyor. İnşallah bu günler de geçecek kavuşacağımız günü hasretle bekliyorum.
Sana hapishanede geçirdiğimiz günü özetle anlatmak istiyorum. Genelde vaktimiz evrad-u ezkâr ve kitap okumakla geçiyor. Pazartesi ve perşembe günleri hariç, havalar güzel olduğu zaman da spor yapıyorum. Özellikle sabah saat 05.30-06.00 arası kalkıyorum, sabah namazı vaktine kadar kaza namazlarını kılıyorum. Sonra sabah namazı. Vakit kalırsa sabah kahvaltısını yapıyorum, sayıma kadar (08.00) yine cevşen ve bazı sureleri okuyorum. Sayımdan sonra yukarı çıkıp yaklaşık 1 saat kitap okuyorum ardından uyku durumuna göre kalkıp bir günlük kaza namazı kılıyorum. Öğle yemeği vakti geliyor bu arada. Aşağıya iniyorum yemek, çay derken öğle namazı hazırlıkları başlıyor. Namaz kılıyorum, sana ve çocuklarımıza bol bol dua ediyorum. Özellikle Ahmet’ime. Hava güzelse bahçeye çıkıyorum ve günün sporunu yapıyorum. Bu yazdıklarımın aralarda saati ve yeri değişebiliyor. İkindi vakti geliyor. Bu arada bazen bahçede ezan okuyorum. Ezan bitince yukarı çıkıp namazı kılıyorum. Daha sonra akşam yemeği için nöbetçi arkadaşlar 17.00-18.00 arası yemek hazırlıyor. Yemek, çay ve muhabbetle devam ediyoruz. Akşam namazı vakti geliyor. Yine abdestlerimizi aldıktan sonra namazımızı kılıyoruz. Sonra akşam 19.00 haberlerini izlemek için aşağıya iniyorum. Yaklaşık yarım saat haberlere bakıyorum. Bu saatte çayımız hazır oluyor, çayımızı içiyor ve muhabbet ediyoruz. Yatsı vakti hazırlıkları başlıyor. Namazı kılıyorum, günün cüzünü okumak için yatağıma geçiyorum. Yatağımın üst kısmına koyduğum fotoğraflara ve senin gönderdiğin kırmızı güllü kartpostala bakıyorum. “Hey gidi günler” diyorum.
Hayatta hiçbir şey önemli değil, şan, şöhret ya da para. En önemlisi yanınızda olmak. Bir yanımda senin, diğer yanımda da çocukların olması. Sevdiğim insanların, sağlığının yerinde olması. Bunlar oldu mu gerisi boş.
Arada tek başıma kaldığım zamanlarda daha çok özlem duyuyorum. Mektubumun sonuna gelmişken tekrar Allah’ın selamını gönderiyor, seni ve çocuklarımı Allah’a emanet ediyorum. Size muhabbetlerimi gönderiyorum. Kalın sağlıcakla.
Manisa T tipi.
Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/08/31/11506/
Hiç yorum yok