Eşi Ve Kendisi Tutuklu Bir Annenin Feryadı



Üç yüz altmış beş gündür tutuklu bir annenin yalnızlık ve çaresizliğinin çığlığı olarak bu mektubu sizleri bir çare, bir çıkış yolu, bir medet olarak düşündüğüm için kaleme aldım. Evet, ben bir anneyim ve eşimle beraber bir yıl önce gözaltı ile başlayan tutukluluğumuz her şeyden çok toplumun ve geleceğin nesli olan çocuklarımızı perişan etmekte. Onların bu sıkıntıları bir anne olarak beni çaresizliğin ve ıstırabın gayyalarına yuvarladı.
Hala cezaevi şartlarına alışamamış, ruhunu yitirmiş, duyguları yıpranmış, ne yapacağını bilemeyen bir anne olarak sesimi duymanızı ve duyurmanızı rica ediyorum.
En küçüğü ikinci sınıf olan oğlumda dikkat eksikliği ve hiper aktivite olmasından dolayı anne ilgisine, takibine ve sevgisine ihtiyacı var. Düzenli kullanılması gereken ilaçları maalesef aksadı. On beş yaşındaki kızım ise TEOG hazırlığındayken anne ve babasından ayrı kaldığı için büyük boşlukta ve sürekli yemek yiyerek sıkıntılarını unutmaya çalışmakta. Ayrıca yirmi yaşında tıp okuyan ve çok başarılı olan kızım geçen yıl sınıfta kaldı ve sınıf tekrar ediyor. Üç çocuk sahibi bir anne olarak çocuklarımın bu durumu beni mahvetti.
Tutukluluğumun ilk on gününü tek başıma ve dört duvar arasında ağır ceza evi şartlarında ve suçumu bilmeden her şeyden habersiz beklemekle geçirdim. Tüm bunları düşündüğümde hala tüylerim ürperiyor. Yasal ziyaretçilerimle bile görüştürülmedim. Tek sebep o gün başka bir ceza evine yapılan sevk. Yirmi dört kişiyle aynı koğuşta elli beş gün yerde yattım. O dönem hem ekonomik sebepler hem sahipsizlikten ötürü çocuklarımla sadece bir kere görüşebildim. Eşimle farklı illerdeki ceza evlerinde olduğumuz için görüşme hakkımızda olmadı. Elli gün sonra ses ve görüntüden uzak yazıya dökülen cümlelerle haberleşebildik. Düzenli mektup ve haberleşme diyaloğumuz başlamışken eşimin farklı bir ile sevk edilmesi ve ardından benim de ikinci kez sevk oluşum yüzünden irtibat kurmamız aylar sürdü. İzmir’de anneannelerinin yanında olan çocuklarımın Kocaeli’ne gelmeleri mesafe ve zaman açısından sıkıntı olduğundan aylardır görmekten mahrum kaldım ve kalmaktayım.
Parasını ödediğimiz avukat tarafından dolandırılmamız bizim yasal süreci anlamamızı geciktirdi. Yetmiş beş yaşında kalp, tansiyon ve romatizma rahatsızlığı olan yaşlı bir kadın olan annem kendine bakmakta zorlanırken üç çocuğumun sorumluluğunu cebri olarak üstlendi. Bir hafta kadar önce annem üç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etti. Bu durumun acısı ve sıkıntısı beni boğarken, çocuklarımın mağduriyetleri, beni tarifinden aciz kalacak acılara itiyor. Ben bir anneyim çocuklarıma yanarken annemin vefatı beni iyice kül etti.
Yüzlerce binlerce mağdurdan sadece biri olmak başkaları için ne kadar önem arz eder bilemiyorum. Ama bir kadın ve üç çocuklu bir annenin çaresizliğinin çığlı olarak sizden bir ışık istiyorum. Ne olur sesimi duyun ve duyurun.


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/09/20/esi-ve-kendisi-tutuklu-bir-annenin-feryadi/

Hiç yorum yok