İçerde Baba Olmak
Bir gece vakti eve gelen polislerin evden almasıdır içerde baba olmak. Ortada hiçbir suçu olmadan aylarca ve hâlâ içerde yatmaktır. Çocuğun sınava hazırlanırken yanında destekçisi olmasa da arkasında duacısı olmaktır, içeride baba olmak.
Çocuğun ilkokul günü elinden tutup okula götürememektir. Aylar sonra yavrularına sarılabilmektir, arada neden cam olduğunu açıklayamamak ve camdan elini uzatıp yavrusunun başını okşayamamaktır içeride baba olmak.
Bayramlarda yanında olamamaktır, çocuklarına doya doya sarılmadan 477 gün ayrı yatmaktır. İşte olduğunu zanneden çocuğuna, neden eve gelemediğini anlatamamaktır içerde baba olmak. Yeni doğmuş ya da doğmadan kaybettiği çocuğuna ezan okuyamamaktır ve eşinin gönderdiği bebeğin kokulu kıyafetinin verilmemesidir. O kıyafetteki cennet kokusunun bile çok görülmesidir içerde baba olmak.
Oğlunu ya da kızını kucağına aldığında yabancı zannedip ağlamasıdır. Eşinin “yavrum bak baban” demesinin acısını yaşamaktır içerde baba olmak. 2 ayda bir defa çocuklarını 35 dakika görebilmektir. Onlara oyuncak hediye alamamak, sinemaya götürememektir içeri de baba olmak.
Telefon kartları ile oyuncak yapmaya çalışmaktır, içeride baba olmak. 2018 yılında çocukları ile mektupla iletişim kurmaktır. Uykusunda “Baba baba!” diye sayıklayan çocuklarına sarılamamaktır. Hz Yakup’un Hz Yusuf’a şefkati gibi şefkate en muhtaç olduğunda evlatlarından ayrı olmaktır içeride baba olmak.
Çocukları büyürken yanlarında olamamaktır. Gecenin bir vaktinde hastalanan çocuğunu doktora götürememektir içerde baba olmak.
Görüşe geldiklerinde “Baba ne zaman geleceksin?” sorusu altında ezilip hıçkırığın boğaza düğümlenmesidir. “Yavrum babana çok dua et!” diyebilmektir son anda içeride baba olmak. Görüşe gelip giderken onlara bir şey olur mu diye endişelenip 15 gün sonra haber alabilmektir, görüş bittiğinde “Baba hadi gidelim” diyen çocuğundan ayrılamamaktır içerde baba olmak.
Ayrılırken sıkı sıkı sarılan, babasının kucağında” Ben buradan hiç inmem” dediğinde ayrılırken çocuğun hüznünün babanın gözyaşına karışmasıdır içerde baba olmak. Çocuklarından ayrılırken yüreğinden sökülüyormuş gibi hissetmektir içeride baba olmak. Eşinin, çocuklarının yalnız olduğunu bilip elinden hiçbir şeyin gelmemesidir ve onları Allah’a emanet etmektir içeride baba olmak.
Hayatında bir karınca bile ezmemişken terörist ilan edilmektir. Kızının “Baban nerede?” sorusunun altında ezildiğini bilip yanında olamamaktır içeride baba olmak. Kolundaki boncuklardan, babasının cezaevinde olduklarını anladıkları kızının gözyaşlarını silememektir. Kızının anne olduğunu görememektir. Oğlunun karne aldığı, madalyalar taktığı en neşeli günlerinde gözlerinin içine bakamamaktır içeride baba olmak.
Bütün bu yaşananlara karşın sabırlı olabilmektir. Allah’a tevekkül edip, kadere teslim olmaktır. Dua ile Kur’an ile ayakta kalabilmektir içeride baba olmak. Bir çınar gibi gelecek için dimdik ayakta durabilmek ve bu yaşadıklarının Cenab-ı Hakk’ın İmtihanı olduğunu bilebilmektir içeride baba olmak.
Sadece kendi çocuğunun değil, tüm mazlumların acısını iliklerine kadar hissedebilmektir. Çocuklarına ve eşine ne zaman kavuşacağını bilmeden beklemek ve her şeye rağmen çocuklarının ve eşinin dimdik durduğunu hissetmektir. “Allah ne güzel vekildir” deyip Rabbine dayanmaktır. Bu sıkıntıların, dertlerin Allah’ın rızasına giden yolun vesilesi olduğunu bilmektir içeride baba olmak.
Gelecek kaygısından sıyrılıp, rızkı Allah’ın verdiğine inanmaktır içeride baba olmak. Çocuğuna ne zaman kavuşacağını bilmeyen Hazreti Yakup gibi, babasına ne zaman kavuşacağını bilmeyen Hazreti Yusuf gibi beklemektir içeride baba olmak. Çölün ortasında eşini, yavrusunu bırakan Hz. İbrahim gibi bıçağın altına gözünü kırpmadan yatan Hazreti İsmail gibi tevekkül etmektir içeride baba olmak. Kör testereyle kesilen Hz. Zekeriya gibi susmak, zulme karşı daha kundakta bebek iken konuşan Hz. İsa gibi olmaktır içeride baba olmak.
Balığın karnında dua eden Hz. Yunus gibi beklemek, vücudundaki yaralar diline kadar gelen Hz. Eyüp gibi sabretmektir içeride baba olmak. Milletin selameti için kendisini feda edenler gibi fedakâr olmaktır. Yeri geldiğinde Hz. Ömer olmak, yeri geldiğinde Hazreti Ebubekir olmaktır. Ve kâinatın Efendisine (S.A.V) bir gün sarılacağını umarak yaşamaktır içeride baba olmak.
Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/08/30/icerde-baba-olmak/
Hiç yorum yok