İdil Bebek



“Cennet ucuz değil cehennem lüzumsuz değil ” der üstad Bediüzzaman.
“Allah” der her ağladığında İdil bebek, sen anlamasan da lisanından.
Babalar bir yerde, analar bir başka yerde sürdürüyorlar ağır imtihan.
İdil bebek de ” Medrese-i Muhammedinin ” bir koğuşunda ayrı babasından.
Renksiz bir dünyanın rengi, neşesi olmuş, habersiz olsa da ağaçtan, kuştan.
İbretlik hikâyelerden sadece bir tanesi ki silinmeyecek hafızalardan.
Dualarımıza ilham kaynağı oldun inşallah, kabul eder bu duayı yüce yaradan.
İdil bebek ister oyun, oyuncak haber verin hele babadan, parktan.
Lisanı halinin “la tahzen!” haykırışı duyuluyor sanki bütün koğuşlardan.
Beklenen güneşin doğuşu gibisin sanki kapkaranlık batıdan.
Erken mi geldin ne? Bahara umut oldun kışlardan.
Beton duvarlar ıslanıp eriyor sanki akan masum gözyaşlarından.
Eyvah eyvah! Ses gelmiyor katılaşmış kahrolası vicdanlardan.
Korkma! Senin de nasibin varmış kahrolası, yıkılası duvarlardan.
Selam sana aynı kaderi paylaşan diğer anne, baba, abi ve ablalardan,
Selam sana Anadolu’dan, Mevlana’dan, Yunus’tan, Üstad Bediuzzaman’dan.


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/08/30/idil-bebek/

Hiç yorum yok