“Altanlarla ilgili gerekçeli karar, hukukun imha edildiğini gösteriyor”
Gazeteci yazarlar Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlerin avukatları Ergin Cinmen ile Figen Albuga Çalıkuşu, İstanbul İstinaf Mahkemesi’nin müvekkilleri hakkında verdiği ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ kararını sert bir dille eleştirdi.
Kararın Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Dosyada suç delili yok” hükmüne rağmen verildiğini ifade ede Cinmen ve Çalıkuşu, “Hepimize hüzün veren, hukukun imha edildiği ve bir an önce bitmesini dilediğimiz, meslek hayatımızda hiçbir dönemde rastlamadığımız, adeta anti-hukuk diye nitelendirebileceğimiz gelişmelere şahit oluyoruz.” dedi.
“GEREKÇE, AKIL ALMAZ ÖZENSİZ VE YANLIŞLARLA DOLU”
Avukatlar Ergin Cinmen ve Figen Albuga Çalıkuşu, İstanbul Bölge Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin müvekkilleri Altan kardeşlerle ilgili verdiği kararın gerekçesinin dün basına yansıması üzerine yazılı açıklama yayınladı. 42 sayfalık gerekçenin ‘akıl almaz özensiz’ ve ‘yanlışlıklarla’ dolu olduğunu belirten avukatlar, “Gerekçenin çok büyük kısmı dava dosyasının özeti, geri kalan kısmı ise kes-kopyala yapıştır usulü ile başka dava dosyalarından taşınan anlatımlara ayrılmıştır.” ifadesini kullandı.
“TAHLİYE OLAN ALİ BULAÇ’I TUTUKLU GÖSTERMİŞLER”
Avukatların açıklamasına göre, gerekçede dava dosyası ile hiç ilgisi olmayan Zaman Gazetesi haber ve yazılarına yer verildi. Hattâ darbe suçundan beraat ederek tahliye edilen Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç’tan ‘hâlen tutuklu yargılanan’ kişi olarak söz edildi.
“İSTİNAF MAHKEMESİ, YASAL DENETİMİ BİLE YAPMAMIŞ”
Gerekçeli kararın sadece 41. sayfasında 3 paragrafta istinaf mahkemesinin değerlendirmesi bulunuyor. Ancak bu 3 paragraf okunduğunda da istinaf mahkemesinin kuruluş gayesine uygun yasal denetimi yapmadığı kolaylıkla anlaşılıyor.
Avukatların gerekçeli kararla ilgili açıklaması şöyle:
“Gerekçeli karar üzerinden ‘lekelenme hakkına’ tecavüz edilmemesi için ve manipülasyonlara, algı operasyonlarına yol açmamak amacıyla, kısaca şu itirazlarımızı kamuoyuna duyurmak istiyoruz:
“Gerekçeli karar üzerinden ‘lekelenme hakkına’ tecavüz edilmemesi için ve manipülasyonlara, algı operasyonlarına yol açmamak amacıyla, kısaca şu itirazlarımızı kamuoyuna duyurmak istiyoruz:
“YARGILAMA, USUL VE İLKELERE AYKIRI YÜRÜTÜLDÜ”
Yargılama süreci ilk aşamadan itibaren usûl hükümlerine, dürüst yargılama ilkesine aykırı yürütülmüştür, atılı suçun düzenlendiği TCK 309/1 maddesi yasa koyucunun iradesine aykırı olarak fiilî uygulama ile tâdil edilmiştir; 15 Temmuz darbesine teşebbüs suçuna dair Yargıtay 16. Ceza Dairesi ve Ceza Genel Kurulu’nun, davada atılı suçlar yönünden emsal ve bağlayıcı olan kararları da hiçbir aşamada esasa etkili olamamıştır.”
“AYM ve AİHM KARARLARI YOK SAYILDI”
“Kabul edilemez bir biçimde ‘nihaî ve bağlayıcı’ Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararı yok sayılmıştır. Kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi’ne bağlı çalışan ve taraf devlet olarak kararlarına uymakla yükümlü olduğumuz 20 Mart 2018 tarihli AİHM kararı da yok kabul edilmiştir. Gerek AYM Genel Kurul, gerek AİHM kararlarıyla ilgili gerekçeli kararda tek satır yoktur. Gerekçeli karar böyle bir gerekçeli karardır.”
“4 MAHKEMEDEN TABAN TABANA ZIT İKİ KARAR”
“Bulunduğumuz hukuksal konumu müvekkilimiz Mehmet Altan üzerinden somutlaştırarak netleştirmek isteriz: Mehmet Altan’ın tekamül etmiş dava dosyası, yani tıpa tıp aynı dosya dört mahkeme önüne gitti.
AYM Genel Kurulu ve AİHM dosyaya bakarak Mehmet Altan’ın ‘göz altına bile alınamayacağına ve suç işlendiğine dair delil bulunmadığına’ hükmederken, İstanbul 26. Ağır Ceza ve İstanbul Bölge 2. Ceza Dairesi aynı dava dosyasına ‘ağırlaştırılmış müebbet’ cezası verdi. Dün açıklanan gerekçeli karar böyle bir yaklaşımın gerekçeli kararıdır.”
IPA
Hiç yorum yok