İsim Ver Oğluna Kavuş!



Küçücük dünyamızda meğer ne mesutmuşuz. Bir sabah kapımız çalındı. Gelenler polisti ve terör örgütü üyeliği suçlaması ile evimiz arandı. Eşim hakkında birisi ifade vermiş. Daha sonra eşim gözaltına alındı ve biz hiç bilmediğimiz, bu da olmaz dediğimiz ve daha çok şey yaşayacağımız imtihanımız başlamıştı. Eşim bir gece nezarethanede kalıp sonrasında mahkemece denetimli serbestlikle bırakılmıştı. 11 Temmuz 2016 da adli kontrolü kaldırılmıştı.
15 Temmuz olduktan sonra bayramda memlekette iken herkes tarafından bir anda terörist hain ve daha bir sürü hakarete maruz kaldık. Aileler bize sırt çevirdi. Meğer kimseyi tanıyamamışız… Daha sonra ben ve eşim hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Eşim iş bulabilmek için başka bir şehre gitmişti. Bir gün kapı yumruklanarak çalınmıştı. Beni almaya gelmişlerdi. Küçük çocuğuma ne diyeceğimi bilemedim. Oysa o kadar farkındaydı ki, kocaman yüreği hastaydı. Üstelik onu ne kadar teselli etsem de anneye ihtiyacı vardı. Tam kapıdan çıkarken ‘anne çişim var’ dedi. O an dünyam yıkıldı. Müsaade isteyip götürdüm ve o son korku dolu bakışla elimi tutup ‘anne gitme’ deyişi hala i
çimde bir köz gibi duruyor. 7 gün nezarette kaldım. İlk defa yavrumu ben uyutmadım, yedirmedim. Çok ağladım çok dua ettim ‘rabbim sen kaybettirme’ dedim. Polisler bana ‘bize bir isim ver şimdi bırakalım’ dediler. Defalarca ‘oğlunu sosyal hizmetlerde görmek istemezsin değil mi’ dediler. defalarca hem de. Hep sustum, neden birilerine iftira atıp belki de yavrusundan kopmasına sebep olayım ki?
Beni en son sağlık kontrolüne götürürlerken radyoda Zeki Müren’ in ‘üşüdüm üstümü örtsene anne’ adlı parçasını son ses açtılar ve bir polis bana bağırarak ‘on dakikan var, bir isim ver tutuklanma, oğlunu düşün’ diye bağırdı. Araçtaki bayan polise dedim ki ‘ben onu emin ellere emanet ettim. İstediğinize bırakın. Devlet ona bakar, sizin gibi çapulculara bırakmaz. Ben onu Rabbime emanet ettim.’ O an sessizlik oluştu. Evet inandığım Rabbimden başka kimse bana yardım edemezdi. Mahkemeye çıktıktan sonra bana ev hapsi verdiler. O, 7 gün anlatılmayacak duygular yaşadım. Mucizelerle oğluma kavuştum ama 7 günde yavrumun psikolojisi bozulmuştu. Kağıtlara anne baba yazmaya başlamış. Artık geceleri altını ıslatan ve dişlerini gıcırdatan yaralı bir yavrum vardı. Ben her gece severek yıkadım onu. Sürekli ‘sosyal hizmetlere düşürme Rabbim, annesini başından eksik etme. Ben hep yıkarım’ diyerek dua ettim. Küçücük yüreği her şeyi kabullendi zaten. ‘Anneciğim önemli olan birlikte olmak’ diyor ve şu an iki aydır babamız tutuklu. O bir Yusuf oldu ve benim ev hapsim de imzaya döndü. Elimizden geldikçe gidip görmeye çalışıyoruz. Bağrımıza taş basılı bir şekilde yaşıyoruz. Birbirimize güvenimizden, sadakatten, sevgiden ve saygıdan ödün vermeden aile olduğumuzu hissettirmeye çalışıyoruz. Pes etmiyoruz çünkü bizim evimizde sevginin sözü geçer. Şu an 5 yaşındaki oğlum satranç oynuyor.
Şu anda Rabbimin yardımını bekliyoruz. Biraz zor bir süreçti ama O isterse ‘kun fe ye kun’ der ve bir anda kış bahara döner. Önemli olan başımızı yastığa rahat koyabilmek. Dua ile kazanmak ümidiyle.


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/10/18/isim-ver-ogluna-kavus/

Hiç yorum yok