712. haftada Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ı sordu
Cumartesi Anneleri, kayıp yakınlarını akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle eylemlerinin 712’inci haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde yeniden bir araya geldi.
24 yıl önce Mardin’de gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu.
Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan, 24 yıldır eşinin kemiklerini aradığını söyleyerek, “Nereye koydularsa oradan çıkartıp kemiklerimi bana versinler.” dedi.
“DEVLETTEN PARA PUL DEĞİL, EŞİMİN KEMİKLERİNİ İSTİYORUM”
Hakimleri, savcıları, hatta cumhurbaşkanını da göreve çağıran Aydoğan, “Biz onlardan çok şey istemiyoruz, sadece kemiklerimizi istiyoruz. Nereye koydularsa oradan çıkartıp kemiklerimi bana versinler.
Bizi bu hale sokmayın artık, yeter. Kimse buraya boşuna gelmiyor. Kiminin eşi, kiminin oğlu-kızı, kiminin babası, herkesin bir kayıbı var burada. Yazık günah bu insanlara. Biz de bu ülkenin insanıyız.
Biz başka bir yerden gelmedik, böyle ayrımcılık yapmasınlar. Evet, benim eşim kayıp. Arıyorum, aramaktan da vazgeçmiyorum. Devletten para pul istemiyorum; kemik istiyorum, kemik!”
İHD ÖNÜNDEKİ AÇIKLAMA
Galatasaray Lisesi önünün yasaklanması üzerine İHD İstanbul Şubesi önünde açıklama yapmak zorunda kalan Cumartesi Anneleri, 24 yıl önce Mardin’de kaybedilen Nihat Aydoğan’ın akibetini sordu.
Açıklamaya CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda aktivist katıldı. Kayıpların fotograflarının olduğu dövizleri taşındı.
Eylemde açıklamada bulunan kayıp yakını Maside Ocak Aydoğan’ın hikayesini şöyle anlattı:
“AYDOĞAN’I DİPÇİKLE DÖVEREK YATAKTAN ÇIKARDILAR”
“Gönüllü Korucu olmayı istemeyen Doğançaylılar üzerinde yoğun bir baskı vardı. Bu baskı ortamında Nihat Aydoğan’ın evi de sık sık basılıyor, gözaltına alınan Aydoğan günlerce işkence görüyordu.
30 Kasım 1994 tarihinde saat 05.00 sularında, çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından Aydoğan Ailesi’nin evine yine bir baskın düzenledi.
Kapıyı kırarak içeri giren asker ve korucular Nihat Aydoğan’ı dipçikle döverek yatağından çıkarttı. Ellerini ve gözlerini bağlayıp kanlar içinde önce Midyat Jandarma Karakolu’na, daha sonra da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürdüler.
Ardından Nihat Aydoğan’dan bir daha haber alınamadı. Resmi makamlar Nihat Aydoğan’ın gözaltına alındıktan 20 gün kadar sonra nöbetçi savcılığa sevk edildiğini, ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakıldığını iddia etti. Ancak bu iddia hiçbir zaman güvenilir bir kanıtla desteklenmedi.”
“JANDARMANIN BASKISIYLA MUHTAR NÜFUSA ÖLÜM BİLDİRİMDE BULUNDU”
“Uzun yıllar sonra Nihat Aydoğan için nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşüldüğü açığa çıktı. Nüfus İdaresine ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, jandarma komutanının baskısı sonucunda gerçek olmayan bu bildirimi düzenlemek zorunda kaldığını itiraf etti.
Aydoğan Ailesinin resmi kurumlara yaptığı tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Nihat Aydoğan’ın akıbeti karanlıkta bırakıldı ve onu kaybedenler cezasızlıkla korundu.”
FERHAT TEPE’NİN ANNESİ EMİNE ERDOĞAN’A SESLENDİ: SEN DE BİR ANNESİN
Açıklamada son olarak konuşan isim ise Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe de oldu.
1993 yılında Korkmaz Tağma tarafından oğlunun kaçırıldığını ve ağır işkencelerden geçirildiğini, cansız bedeninin Hazar Gölü’nde bulunduğunu anlatan Tepe, oğlunun katillerinin yargılanmasını istedi. Benim oğlum gözaltına alındı ve kaybedildi, istiyorumki başka insanlar da gözaltında kaybedilmesin.
Çocuklarının mücadelesini sonuna kadar devam ettireceklerini belirten Tepe, şöyle devam etti: “Korkmaz Tağma hala yargılanmadı, istediği gibi rahatça dolaşıyor. Ondan hiçbir zaman hesap sorulmadı. Biz çocuklarımıza yapılanların hesabını sormak istiyoruz.
Cumhurbaşkanına da Emine Erdoğan’a da sesleniyorum; o da bir anne, onun oğlu hiç kayboldu mu? Oğlu günlerce işkencedeyken o onu görmeden acısını hiç hissetti mi? Çocuklarımızın katillerini adalet önüne getirsinler artık. Biz yalnızca adalet istiyoruz.”
IPA
Hiç yorum yok