Bu yazıyı yazdığımda umut etmeye bile cesaret edemediğim şey gerçek oldu


Yıllarca mahkeme kürsülerinde adalet dağıtan anne babası cezaevine konulduğunda onların sesi oldu Rana Ekinzi. Hukukçu kimliğiyle duruşmalarda haklarını savunurken, 28 ay boyunca sosyal medyadan anne vve babasının durumlarını kamuoyuna, vicdanlı insanlara anlatmaya çalıştı.
Bugün (salı) anne ve babasının duruşması vardı ve blogunda bir yazı kaleme almıştı. Hayallerini, umutlarını dile getirmişti.
Gün akşam olduğunda Rana Ekinzi’nin ‘hayal etmeye dahi cüret edemiyorum.’ dediği şey gerçek oldu. Ve genç hukukçu anne ve babasına kavuştu. O anları ise ‘Bu yazıyı yazdığımda umut etmeye bile cesaret edemediğim şey gerçek oldu‘ mesajıyla paylaştı.
İşte Rana Ekinzi’nin duruşma öncesi kaleme aldığı ve binlerce mağdurun duygu, düşüncelerini anlatan ‘Uyuyamıyorum‘ başlıklı o yazısı:
Çok çok uzun bir süre sonra ilk kez içimdeki umut kıpırtısından dolayı uyuyamadım.
Salı günü duruşmamız var. Tekrar tekrar tekrar…
Umut etmekten korkuyorum ama yine de düşünmeden edemiyorum. Çıkarlarsa en azından bir tanesi çıkarsa ne yaparız? Nasıl yaparız? Annem çıksa mesela hayatımın geri kalanı boyunca onunla uyumama izin verir mi?
Babam çıkarsa veya, sonunda bana düz vites araba kullanmayı öğretir mi?
İkisinin birden çıktığı bir geleceği hayal etmeye dahi cüret edemiyorum.
Ne mucize olurdu değil mi hem annem hem de babam özgür.
İki buçuk yıl önce sahip olduğumun farkında bile olmadığım bir şeyi özlüyorum. Annemi ve babamı aynı odada görmek imkanı, aynı evde yaşamak imkanı. Beraber bir evimiz olabilir. Ne kadar uzak bir geçmiş ne kadar da uzak görünen bir gelecek.
Uyuyamıyorum. Umut ediyorum. Bu bir gün beni öldürecek. İçimdeki kıpırtı belki çıkarlar en azından biri belki gelir ve bir aile kurarız tekrar kıpırtısı bu umut beni muhtemelen salı akşamı kalbimden hançerlenmişe döndürecek ama yine de umut ediyorum.
Veda edişimizi hatırlıyorum. Şimdi ne ben 2.5 sene önceki çocuğum, ne onlar aynı. Son kez bizi birileri izlemeden sarıldığımız evde kim bilir şimdi nasıl bir aile oturuyor. Mutlulardır umarım. Balkonda saatlerce oturduğum günü hatırlıyorum. 2.5 senenin böylece geçip gideceğini iyi ki bilmiyordum. O 3 metrelik alanda bıraktığım acının hayaleti içeri sızamamıştır dilerim.
Günleri ayırt bile edemiyorum artık, neler ilk sene yaşandı neler ikinci sene yaşandı pek bir fikrim yok sadece zaman geçip gitti. Her günümün ızdırap içinde geçeceğini sanmıştım o balkonda otururken yaşamanın imkansız olacağını düşünmüştüm. Yaşadım. Tekrar gülemem sanmıştım ama komik bir şey olduğunda tekrar güldüm.
Uyuyamıyorum, matematik hesapları yapıyorum. Matematikten nefret ediyorum. Neler kaçırdık? Bir sürü şeyden 3 tane geçti. Annemin doğum günü, benim doğum günüm, Kasım ayının 15’i babamın doğum günü ondan da 3 tane kaçırmak üzereyiz yani. Yani bazı açılardan 3 yıl olmuş gibi hissettiriyor aslında.
Uyuyamıyorum. Bu geçen zamanı birlikte geçirseydik nasıl olurdu merak ediyorum.
Birini canın yanacak kadar sevmek diyorlar annelikle ilgili. Annemle babamı içimi parçalayacak kadar çok seviyorum. Onları korumak istiyorum. Kurtarmak istiyorum, yanımda güvende mutlu olsunlar istiyorum. Kendimi annemle babamın annesi gibi hissediyorum. İçim sızlıyor. Artık veda etmek istemiyorum son bir kez sonsuza dek kavuşup bir daha kavuşmamak istiyorum.
Uyuyamıyorum. Işıkları açamıyorum, ışıkları açarsam şu ana dönerim oysa zihnimde mutlu bir gelecekteyim.
Hala ağlayabildiğime de inanamıyorum. Bunca su nereden geliyor?
Uyuyamıyorum oysa uyuyabilirsem uyuşacağım, unutacağım. Sabahın karanlığı doğana dek umuda tutunmak istiyorum.
TR724

Hiç yorum yok