Fahriye Abla



Hayat arkadaşını kaybetmiş, tutunacak bir evladı dahi olmayan tek başına ufak tefek bir ablamızdı Fahriye Abla… Böyle yokluklar içinde var ettiği kocaman bir sevdası vardı ama yüreğinde: Hizmet Sevdası…
Yaşananları dinlerken gözlerinden dökülenler, içindeki ateşin ne denli harlı olduğunu tahmin etmeye yetiyordu… Böyle mütevazi birinin verdiği bursu görünce şaşırmıştım ve verirken ki mahcubiyeti veren el mi yoksa alan el mi de bu kadar mahçup bir edası var diye düşündürüyordu…
“Böyle bir dönemde yardım etmeyeceğiz de ne zaman edeceğiz hocam” diyordu, ben zeytinimi, peynirimi, yoğurdumu kendim yapıyorum daha hesaplı oluyor böylesi, bursumda da aksatma yapmamak için çok iyi oluyor demişti…
Başkalarının, hem de hiç tanımadığın insanların rızkı için, kendi rızkını gözden geçiren kaç insan vardır etrafınızda, benim bir sürü hamdolsun… Peygamber ahlakını yuvalarımıza, yüreklerimize getiren bu daireden Rabbim ayrı düşürmesin tek bir an bile…
Bunca baskıya, zulme rağmen abla mağdur dediğinde sahip çıkan, abla kanalımız dediğinde hocam sen bana ne yapmam gerektiğini söyle; uydu mu alayım? televizyon mu? diyecek kadar meseleye sadık, dergimiz var diye yazılarını paylaşırken gözyaşlarını tutamayıp bu dava ne büyük bir dava bunca yokluğun icinde var olsun diye Peygamber Aşığı bir nesil, her fırsatıyla insanlara el uzatan bir dava diye sadakatini perçinleyen kahraman ablalarımız… Bu şehrin soğuğunu da, zulmünü de sizin bu yiğit yürekleriniz eritecek inşallah…
Rabbim sizlerin hürmetine de bizlere kurtuluşu nasip etsin…


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/12/09/fahriye-abla/

Hiç yorum yok