Alman basını: Türkiye hala en büyük gazeteci hapishanesi
Almanya’da yayınlanan Rheinpfalz gazetesi: “Bu, Türk-Alman gazeteci için iyi bir haber. Ne var ki karar yine de şunun görülmesini engelleyemez. Ülke hala en büyük gazeteci hapishanesi.”
Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘silahlı terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçlarından yaklaşık 1 yıl tutukluğun ardından tahliye edilen ve vatandaşı olduğu Almanya’ya dönen gazeteci Deniz Yücel’in bireysel başvurusunda ihlal kararı verdi. AYM, Yücel’in“kişi hürriyeti ve güvenliği” ile “ifade ve basın özgürlüklerinin” ihlal edildiğine ve 25 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
DİE WELT: CUMHURBAŞKANININ GÜCÜNÜN BİR SONU OLDUĞUNU GÖSTERİYOR
Straubinger Tagblatt gazetesi Die Welt gazetesi eski Türkiye muhabiri Deniz Yücel’e yönelik AYM kararına yer verdi. Deutsche Welle’nin aktardığı habere göre, gazete yorumunda, karar üzerinden ülkedeki mevcut siyaseti değerlendirdi:
“Yücel’in lehine çıkan AYM kararı umut veriyor. Cumhurbaşkanının gücünün bir sonu olduğunu gösteriyor. Ama en nihayetinde Türkiye’nin gelecekte nasıl olacağına bir tek güç karar verebilir: Türkiyelilerin bizzat kendisi. Ve Erdoğan’ı taşımaya devam mı edecekler yoksa artık onun sözlerine güven duymayı bırakacaklar mı, bunu zaman gösterecek. Erdoğan sallanıyor, ama henüz düşmedi.”
RHEİN-ZEİTUNG: TÜRKİYE DEMOKRASİDEN HALA ÇOK UZAK
Rhein-Zeitung gazetesi de Yücel kararının olumlu olduğunu ancak Türkiye’nin demokrasiden hala çok uzak olduğu yorumunu yaptı:
“Bu, Türk-Alman gazeteci için iyi bir haber. Ne var ki karar yine de şunun görülmesini engelleyemez: Türkiye gerçek demokrasiye, Ren ve Mozel Nehri’nin Boğaz’a uzak olduğu kadar uzak. Ülke hala en büyük gazeteci hapishanesi. Kararla Türkiye bir an için hukuk devletine geri döndü. Bu muhtemelen taktiksel sebeplerden dolayı oldu. Çünkü Deniz Yücel vakasının Türkiye-Almanya ilişkilerinde çok yüksek tahrip gücü vardı. Türkiye basın ve düşünce özgürlüğü konusunda ciddiyse, tüm gazetecileri serbest bırakmak zorunda olmalı. Ancak yine de düşünce özgürlüğü vurgusu yapan hakimin kararının etkisi olabilir. Karar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri sonrası Erdoğan için ikinci acı ve sembolik yenilgi. Erdoğan halkını artık geçmişe dönmeye zorlayabilir mi?”
RHEİNPFALZ: TEK ADAM REJİMİYLE UZLAŞILAMAYACAĞININ İŞARETİ
Rheinpfalz gazetesi de aynı konuya dair yorumunda, Yücel vakası üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik görüşlere yer verdi. Yorum şöyle:
“16 yıldan uzun bir süredir Erdoğan Türkiye’nin kaderini belirliyor. Bu süre zarfında, bir reformcudan bir otokrata evrildi. Bu olurken de onun iktidarında hükümet demokrasinin dengelerini iktidarın kontrolüne sokmak için çarpıttı. Pazar günü İstanbul’daki seçim ve Anayasa Mahkemesi’nin Cuma günkü kararı (Deniz Yücel) yeniden kontrol mekanizmalarını biraz güçlendirdi. Bir belediye seçimi ve bir mahkeme kararı tek başına Türkiye’de kusursuz bir demokrasi yaratmayacak. Ancak bunlar bazı seçmen ve kurumların artık tek adam hükümet sistemiyle uzlaşamayacağının işareti.”
MANNHEİMER: YÜCEL KARARI ESAS ALINARAK TUTUKLU GAZETİCİLER SERBEST BIRAKILMALI
Mannheimer Morgen gazetesi ise şu yorumu yaptı:
“Mahkemenin basın özgürlüğünü vurgulaması ve bununla en azından istisnasız Erdoğan’ın talimatlarına uymadığını göstermesi anlamlı. Yücel’in kararı esas alınarak Türkiye’deki birçok tutuklu gazeteci serbest bırakılmak zorunda. Bu sadece yoğun baskı ile mümkün. Özellikle de az da olsa gücü biraz elinden alınan Erdoğan üzerinde…”
DİE WELT: CUMHURBAŞKANININ GÜCÜNÜN BİR SONU OLDUĞUNU GÖSTERİYOR
Straubinger Tagblatt gazetesi Die Welt gazetesi eski Türkiye muhabiri Deniz Yücel’e yönelik AYM kararına yer verdi. Deutsche Welle’nin aktardığı habere göre, gazete yorumunda, karar üzerinden ülkedeki mevcut siyaseti değerlendirdi:
RHEİN-ZEİTUNG: TÜRKİYE DEMOKRASİDEN HALA ÇOK UZAK
Rhein-Zeitung gazetesi de Yücel kararının olumlu olduğunu ancak Türkiye’nin demokrasiden hala çok uzak olduğu yorumunu yaptı:
“Bu, Türk-Alman gazeteci için iyi bir haber. Ne var ki karar yine de şunun görülmesini engelleyemez: Türkiye gerçek demokrasiye, Ren ve Mozel Nehri’nin Boğaz’a uzak olduğu kadar uzak. Ülke hala en büyük gazeteci hapishanesi. Kararla Türkiye bir an için hukuk devletine geri döndü. Bu muhtemelen taktiksel sebeplerden dolayı oldu. Çünkü Deniz Yücel vakasının Türkiye-Almanya ilişkilerinde çok yüksek tahrip gücü vardı. Türkiye basın ve düşünce özgürlüğü konusunda ciddiyse, tüm gazetecileri serbest bırakmak zorunda olmalı. Ancak yine de düşünce özgürlüğü vurgusu yapan hakimin kararının etkisi olabilir. Karar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri sonrası Erdoğan için ikinci acı ve sembolik yenilgi. Erdoğan halkını artık geçmişe dönmeye zorlayabilir mi?”
RHEİNPFALZ: TEK ADAM REJİMİYLE UZLAŞILAMAYACAĞININ İŞARETİ
Rheinpfalz gazetesi de aynı konuya dair yorumunda, Yücel vakası üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik görüşlere yer verdi. Yorum şöyle:
“16 yıldan uzun bir süredir Erdoğan Türkiye’nin kaderini belirliyor. Bu süre zarfında, bir reformcudan bir otokrata evrildi. Bu olurken de onun iktidarında hükümet demokrasinin dengelerini iktidarın kontrolüne sokmak için çarpıttı. Pazar günü İstanbul’daki seçim ve Anayasa Mahkemesi’nin Cuma günkü kararı (Deniz Yücel) yeniden kontrol mekanizmalarını biraz güçlendirdi. Bir belediye seçimi ve bir mahkeme kararı tek başına Türkiye’de kusursuz bir demokrasi yaratmayacak. Ancak bunlar bazı seçmen ve kurumların artık tek adam hükümet sistemiyle uzlaşamayacağının işareti.”
MANNHEİMER: YÜCEL KARARI ESAS ALINARAK TUTUKLU GAZETİCİLER SERBEST BIRAKILMALI
Mannheimer Morgen gazetesi ise şu yorumu yaptı:
“Mahkemenin basın özgürlüğünü vurgulaması ve bununla en azından istisnasız Erdoğan’ın talimatlarına uymadığını göstermesi anlamlı. Yücel’in kararı esas alınarak Türkiye’deki birçok tutuklu gazeteci serbest bırakılmak zorunda. Bu sadece yoğun baskı ile mümkün. Özellikle de az da olsa gücü biraz elinden alınan Erdoğan üzerinde…”
Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/07/12/alman-basini-turkiye-hala-en-buyuk-gazeteci-hapishanesi/
Hiç yorum yok