Mektubumu sahibine ulaştırmazsan VEBALİ boynuna… Kimse ÇIĞLIĞIMIZI DUYMUYOR!
“Mektubumun sahibine ulaşmasına engel olursan vebali boynuna olsun. Çünkü kimse çığlığımızı duymuyor.”
Bu sözler, Ağustos 2016’dan bu yana Sincan 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan akademisyen adayı İbrahim Coşkun’a ait.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na bir mektup yazan Coşkun, engelli kızının, ‘varlık ile ölüm arasında’ sıkıntılarla tek başına mücadele eden eşinin ve tüm mağdurların sesini duyurmak için cezaevinden mektup yazdı. Fakat, her şeyden yoksun olduğu bir yerde adeta çırpınan Coşkun’un sesini ne yetkililer, ne resmi kurumlar ne de etrafındaki insanlar duyuyor… Pek çok insan bu serzenişe duyarsız.
KURAN DERSİ VERDİĞİM İÇİN 8 YIL 9 AY HÜKÜMLÜYÜM
“2010 yılı öncesinde cemaat kurumlarında çalıştığım, bu süreçte de okul velilerimizle Kuran, Tefsir, İlmihal, Hadis ve Siyer sohbetleri yaptığımdan dolayı 10,5 yıla, iyi halden dolayı da 8 yıl 9 aya hükmedilmiş bir hükümözlü tutukluyum” diyen Coşkun, tutuklanmadan önce Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde doktorasını yaptığını, aynı zamanda Harvard Üniversitesinde kavramlaştırılmış bir konuyu, saha çalışması şeklinde tez olarak yazan, bunun için ABD’ye gidip gelen bir akademisyen adayı olduğunu belirtiyor.
Yüzde 99 engelli kızının durumunu ve cezaevinde tanık olduğu hak ihlallerini yazan İbrahim Coşkun, mektubunu postaya vermeden önce cezaevi mektup komisyonuna da bir not yazıyor: “Aracı Arkadaş! Mektubumun sahibine ulaşmasına engel olursan VEBALİ boynuna olsun, çünkü kimse ÇIĞLIĞIMIZI duymuyor.” Aslında bu not herkese…
Eşinin “Allahım ikimizin de canını al, kızımı arkada bırakma” diye dua ettiğini yazan İbrahim Coşkun tarihi değer taşıyan mektubunu yayınlıyoruz.
Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu,
Ülke olarak son derece buhranlı zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde, bigâne kalmamanız gerektiğini düşündüğüm bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü inanıyor ve biliyorum ki, bu mesele çözülmeden ülkemizdeki hiçbir sorun esaslı bir çözüme ve kavuşturalamayacaktır. O sorun ise merkezinden benim ve benim gibilerin olduğu (FETÖ yargılamaları) ana özünde bu toplumun ve ülkenin bir geleceği olacaksa onların tümünü, kısaca hepimizi ilgilendiren, insanca yaşamamızın teminatı olacak olan ADALET, İNSAN HAKLARI ve ÖZGÜRLÜKLER meselesidir.
Şahsım Ağustos 2016’dan bu zamana cezaevindeyim. 2010 yılı öncesinde Cemaat kurumlarında çalıştığım, bu süreçte de okul velilerimizle KURAN, tefsir, ilmihal, hadi ve siyer sohbetleri yaptığımdan dolayı 10,5 yıla, iyi halden dolayı da 8 yıl 9 aya hükmedilmiş bir hükümözlü tutukluyum. (Yeminli tanıkların, okul velilerin ifadeleri bunlardır. Bir de polis zoruyla ifade verenler önlerine konan şablonları imzalamaları istenen ve imzalamayanların tutuklandığı itirafçılar var ki bahsimiz haricidir.)
Kaynak: Aktif Haber http://aktifhaber.com/15-temmuz/mektubumu-sahibine-ulastirmazsan-vebali-boynuna-kimse-cigligimizi-duymuyor-h135364.html
Hiç yorum yok