Anneniz Nerde ? | Akif Bedir | #MağdurHikayeleri

Kutuplarda buz evlerden steplerde kıl çadırlara uzanan bir sevdaydı bizimkisi. Karınca misali, bir hedefimiz vardı ama bu ayaklarla O dilemezse varılacak gibi değildi. Yolları patikalara sarmış, güneş diye ateş böceklerine yönelmiş, bu nedenle de hep karanlık yaşamış insanlığa gerçek güneşi göstermekti sevdamız…

Yarasaların kara kanatları arkasında ışıl ışıl bir güneş vardı. O güneşin ışıklarıyla ancak hayat bulabilirdi kurak yürekler. İnsanlığı el ele tutturup birlikte yeni bir dünya şarkısı söylemeye başlamıştık ki karanlıktan beslenen kanatların tufanıyla her birimiz bir yere savrulduk.
Analar babalar evlatlarını, evlatlar ana babalarını kaybetti bu tufanda. Komşum Sema Hanım da benim gibi kocası terörist muamelesiyle mağdur edilen masumlardandı.  Ortaokula giden iki çocuğuyla ortada bırakıldı. Çocukları küçük olduğundan yaşananları kaldıramadı, çok zorlandılar. Benim çocuklarımın yaşları büyüktü, biraz daha şanşlıydım.
Eşlerimiz aynı hapiste yattıkları için yakın komşum Sema Hanımla beraber görüşlere gidiyorduk. Onların görüşü bizden sonra başlıyordu. Geç döndüklerinden genelde akşam yemeklerinibizde yerdik.
Aslında yemek bahaneydi.
Görüşte yaşadıklarımız bizi psikolojik olarak çökertiyordu.  Konuşup rahatlıyor,  birbirimize destek oluyorduk.
Görüş günü herkes karşındakine moral vermek için bütün acılarının ve hasretlerinin önüne setler çekiyor, üstlerini gül yapraklarıyla örtüyordu. Görüşme salonuna varana kadar yapılan aramalar bir bayan olarak bizi çok yıpratsa da sevdiğimiz insanı görecek olmamız bizi ayakta tutuyordu.
Gardiyanların görüş bitti sesiyle içimizde kopan tufanla, çocukların babalarından ayrılmamak için ağlayışları, yaşlı insanların eşlerinden ayrılırken yıkılışları, kapıdan çıkar çıkmaz bütün setleri yıkıyor gül yapraklarını savuruyor, hasret ve acıları ortalığa saçıyordu.
Yaşamayanın anlayamayacağı bu durumu atlatmanın ve çocuklar için ayakta durmanın tek yolu, akşam bir araya gelerek yaşananların paylaşılmasıydı.
Son görüşe de beraber gittik. Yine akşam yemeğini beraber yemek için anlaşmıştık. Zaman kaybetmeden eve geldim. Çocukların sevdiği yemekleri yaptım.
İkindiye doğru sofrayı hazırladım. Balkonda oturup hem hava alıyor hem de Sema Hanımları bekliyordum. Kızım, “Anne biz acıktık daha gelmeyecekler mi?” dedi.Saate baktım bir saat geçmişti. Telefon açtım.
Telefonu oğlu açtı, “Sizi bekliyoruz, niye geç kaldınız?” dedim. Teyze biz hala hapisanedeyiz” dedi. “Galiba gelemeyeceğiz, siz yiyin yemeğinizi”…
Çok kötü oldum ama belli etmemeye çalıştım telefonda, “Olur mu bekleriz er geç gelin” dedim. Çocuk bu sefer söylemek zorunda kaldı. “Teyze annemi de aldılar. Biz gelemeyiz!”
Ne diyeceğimi bilemedim, sanki bütün kelimeler bitmişti. Sadece, yüreğimde bir acı vardı. Babaya ziyarete giden çocukların annesini de almışlardı.
Bu yaşananların üzerine ne söyleyebilirim ki!  “Oğlum bir yanlış anlaşılma olmuştur, anneni bırakırlar” diyebildim. “Bilmiyorum bekliyoruz teyze, inşallah bırakırlar” dedi, kapattı telefonu. Ağladım, ağladım… Ellerimi kaldırdım bizi bizden daha iyi bilene yalvardım, “Bitir artık Rabbim bu çocukların gözyaşlarını dindir, yüreklerindeki yangını söndür Allahım!” dedim.
Ne yazık ki başka yapılacak bir şey yok, çünkü arkadaşımı da gözaltına almışlardı. Çocukların yanına gittim, arkadaşımın annesi babası bir yerde ağlıyor, çocuklar bir yerde ağlıyor. Babası fenalaştı, ambulansla hastaneye gönderdik, çocuklara sarıldım, Anneniz gelir inşallah” diyebildim.
Çocuk bana büyük bir insan gibi “Babam geldi mi ki annem gelsin teyze!” dedi.
Bırakmadılar, tutuklandı, hazin son…
Aradan bir hafta geçti. Bu sefer babayı görmeye annesiz gitmek tarifsiz bir acı çocuklar için. Orda en çok zorlandıkları yerde babayı görmenin sevinci ama buruk bir sevinç…
Öyle bir yerde görmek, dokunamadan sarılamadan gördükleri o ortamda bu sefer anneyi de orda bırakmak, Rabbim dayanma gücü ver, demekten başka bir çare gelmiyor insanın elinden.
Büyüklerin bile kaldıramayacakları bu acıyı onlar yaşıyordu çocuk yürekleriyle.  “Biliyor musun teyze en zoru neydi, babama annemin alındığını söylemekti. Hep annemle gidiyorduk, babam baktı göremedi ‘Anneniz nerde?’ dediğinde o kadar zorlandım ki anlatamam.”
“Niye teyze niye, benim diğer çocuklardan farkım ne, neden herkesin annesi babası yanında benimkiler niye yok!..” Sorular, sorular, bu kalbi acıyan çocuğa ne söylenebilir ki, hangi söz acısını hafifletir bilemedim, sadece sarıldım onunla birlikte ağladım.
“Allah bizimle beraber, annen de baban da yanlış bir şey yapmadılar. Bu vatanı, bu milleti sevmekten başka bir şey yapmadılar” dedim.

Kaynak: http://magduriyetler.com/2018/06/07/anneniz-nerde/

Hiç yorum yok