Semadan Gelen Çığlık


17 Ekim’di günlerden salı saat yirmibir onbeş
Niye aldın beni benden ey kötü kalleş
Heryer karardı bir anda heryer oldu loş
Dört beş adamdı hepsi ettiler bizi nahoş
Derken çıktık hazırlanan dördüncü kata
Bir solukta herşey değişti anında
En son gördüğüm kıvırcık saçlı adamın kafası duvarda
Çığlık çığlık bağırırken çocuklarda geldi bir anda
Herkesin kafası önde, erkeklerin eli kelepçeli
Çocukları susturmak ne mümkün,kederli
Bir de şu adamlar bağırmasa şöyle küfürlü
Duymadım böyle sözler kulaklarım çok kirli
Saat iki otuz oldu heryer karardı
Demir parmakliklar arasında ruhum daraldı
Nezarethanede üç kişi kıble ararken
Sabah namazına durdum gönlüm efkarlı
Gün ışıdı tamam olduk sabah on kişi
Birisi bekar, gamlı, kederli dokuzu evli
Esme rüzgar desekte böyle deli
Meleğim diye inledi üç gündür dertli
Herkes çocuğundan biii haber, yürekler dağlandı
Ama ne hikmettir bilmem bir inşirah vardı
Belli ki edilen dualar ulaştı
Medet Rabbim dedikçe kalpler yumuşadı
Derken çocuklar geldi tek tek kapılar  ardından
Zülalim, Cemalim, Meleğim, Taha Beram, Fatmam
Sâbi ruhlar süte doydu oldu analara derman
Ya’ Rab nolur uzatma olsun yavrum sana kurban
Sema bazen gürler, gece söker bir anda
Geride kalanlara hasret düştü hep onlar aklında
Afyonda olmak, ana olmak çok zor olsa da
Hakkınızı helal edin, nasibim artık zindanda

Kaynak: http://magduriyetler.com/2018/06/09/semadan-gelen-ciglik/

Hiç yorum yok