Türkiye’de Basın Özgürlüğü Ve Zaman Gazetesi Davasında Karar
Türkiye’de OHAL süreciyle birlikte basın, ifade özgürlüğü ve insan hakları alanlarında hukuk prensipleriyle bağdaşmayan davalar ve uygulamalar mağduriyetler oluşturmaya devam ediyor. Basın ve İnsan Hakları alanındaki STK’lar hak ihlallerini duyururken AİHM ve AB kurumları tutuklu gazeteciler hakkında ayrımcı davranışlar sergiliyor.
DW Türkçe, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Türkiye’de basın özgürlüğünü haberleştirdi. DW Türkçe’de yer alan haberde;
Uluslararası Af Örgütü’nün verilerine göre, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 180’den fazla medya kuruluşu kapatıldığı ve çok sayıda medya çalışanının işsiz kaldığı belirtildi. Uluslararası Af Örgütü Almanya şubesinin Dünya Basın Özgürlüğü günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Türkiye’de basın özgürlüğünün yaklaşık iki yıldan beri zincire vurulmuş olduğunu” vurgulandı.
Dünyanın Gazeteci Hapishanesi: Türkiye
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl yayınlandığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre, Türkiye 2018’de bir önceki yıla göre iki basamak gerileyerek 180 ülke arasında 157’nci sırada yer aldı. Örgütün Nisan ayı sonunda yayınlanan raporunda, Türkiye “gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi” olarak nitelendirilerek, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin gerçek anlamda uygulanmadığına işaret edildi.
ABD merkezli düşünce kuruluşlu Freedom House’un Ocak ayında açıklanan 2018 yılı Dünya Özgürlükler raporunda, Türkiye basının özgür olmadığı ülkeler arasında yer aldı.
Basın Meslek ve İnsan Hakları Kuruluşları Tepki Gösteriyor
Uluslararası meslek ve insan hakları kuruluşları, Türkiye’de çok sayıda gazetecinin cezaevinde olmasına ve basın özgürlüğü ihlallerine tepki gösteriyor.
AKP iktidarının kayyım atadıktan sonra KKK ile kapısına kilit vurduğu Zaman Gazetesi’nin eski Brüksel Temsilcisi Selçuk Gültaşlı, euobserver.com‘da yayımlanan yazısında mesai arkadaşlarına yönelik ayrımcılığa dikkat çekti.
(https://euobserver.com/opinion/141194)
(https://euobserver.com/opinion/141194)
Gültaşlı, ‘Meslektaşlarım Türkiye’de yeteri kadar ayrımcılığa maruz kalıyor. Avrupalı kurumlardan da aynı tavrı görmeyi hiç bir zaman haketmediler.’ tespitinde bulundu.
Yazıda; Avrupalı ya da Türk asıllı Avrupalı gazeteci iseniz tepki destansı boyutlarda cereyan ettiği, solcu, liberal ya da laik gazetecilere gösterilen tepki bir tık daha aşağıda ama yine de kayda değer olduğu, Gülencilere yakın tabir edilen kurumlarda çalışan gazeteciler ve Kürt gazetecilerin ise Avrupalı kurumların çok umurunda olmadığı belirtildi. Aynı davalarda yargılanan yahut aynı suçlamalara muhatap olan gazetecilerle ilgili olarak başta AİHM ve Avrupa Parlamentosunun gazetecinin titrine göre ayrımcı kararlar verdiği ve görmezden gelen açıklamalarda bulunulduğu ifade edildi.
Zaman Gazetesi Davasında Karar Verildi
İfade özgürlüğünü kullanan gazeteci ve akademisyenlerle ilgili yasal süreçleri raporlayan Expressioninterrupted.com sitesi 1 Mayıs 2018 tarihli haberinde Zaman Gazetesi çalışanlarının yargılanadığı davada mahkemenin kararını açıkladığına yer verdi.
Söz konusu 18 sanığın dosyaları, kapatılan Zaman gazetesinin eski köşe yazarlarının ve Feza Gazetecilik A.Ş. bünyesindeki kurumlarda çalışanların “darbe” ve “F… üyeliği” suçlamalarıyla yargılandığı 31 sanıklı “Zaman davasının” 5 Nisan’da görülen üçüncü duruşmasında ana davadan ayrılmıştı.
Söz konusu 18 sanığın dosyaları, kapatılan Zaman gazetesinin eski köşe yazarlarının ve Feza Gazetecilik A.Ş. bünyesindeki kurumlarda çalışanların “darbe” ve “F… üyeliği” suçlamalarıyla yargılandığı 31 sanıklı “Zaman davasının” 5 Nisan’da görülen üçüncü duruşmasında ana davadan ayrılmıştı.
30 Nisan’daki duruşmada 18 sanıktan 10’una “örgüt üyeliği” ve “üye olmaksızın örgüte yardım” suçlarından 3 yıl 1 ay 15 gün ile 9 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası verilirken, sanıklardan 5’inin beraatine hükmedildi. Üç sanığın dosyası ise ayrıldı.
Mahkeme, 30 Nisan günkü oturumun sonunda açıkladığı kararında, Fia Prodüksiyon yöneticisi Hakan Taşdelen, akademisyen ve Cihan Medya Dağıtım eski yöneticisi Ahmet Metin Sekizkardeş ve Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Faruk Akkan’a dokuzar yıl hapis cezası vererek, tutukluluklarının devamına hükmetti.
Cihan Haber Ajansı muhasebecisi Ahmet İrem ve ajansın eski çalışanları Osman Nuri Arslan ve Yüksel Durgut’a 7 yıl 6’şar ay ceza veren mahkeme, İrem’in adlî kontrol şartıyla tahliye edilmesine hükmederken, Arslan ve Durgut’a uygulanan adlî kontrol şartlarının ise devamına karar verdi.
Mahkeme Fia Prodüksiyon yöneticisi Cuma Kaya, eski Cihan Medya Dağıtım A.Ş. dağıtım direktörü Alaattin Güner ve Feza Gazetecilik A.Ş. eski ortağı Hüseyin Turan’a 5’er yıl hapis cezası vererek tahliyelerine hükmetti; Fia Prodüksiyon hissedarı Murat Avcoğlu’na da 3 yıl, 1 ay, 15 gün hapis cezası vererek tahliyesine karar verdi.
Mahkeme sanıklardan Süleyman Sargın, Osman Nuri Öztürk ve Şeref Yılmaz’ın dosyalarının ise ayrılmasına hükmetti. Cihan Haber Ajansı yayın teknisyeni Zafer Özsoy ile Zaman reklam bölümü çalışanları Hüseyin Belli, Onur Kutlu, İsmail Küçük ve Ali Hüseyin Çelebi’nin ise haklarındaki suçlamalardan beraat ettiler.
(https://expressioninterrupted.com/tr/zaman-gazetesi-davasindan-ayrilan-10-saniga-hapis-cezasi/)
http://aktifhaber14.com/m/medya/gazeteci-durgutun-tahliye-edilmesi-icin-olmesi-mi-bekleniyor-h101571.html
Kaynak: http://magduriyetler.com/2018/06/02/turkiyede-basin-ozgurlugu-ve-zaman-gazetesi-davasinda-karar/
Hiç yorum yok