Burası…



Burası…
Canım annem, canım kardeşim, sürekli aynı şeyleri yazıyormuşum gibi gelmesin sizlere. Bana inanın diye söylüyorum, ben burada gerçekten iyiyim. Ben kendimi hiç kötü hissetmiyorum. Burayı Kuran kursu gibi düşünün. Süresini bilmiyoruz sadece. Kuran okuyoruz, namaz kılıyoruz, dua ediyoruz. Bir anne ve babanın evlatlarının yapmasını istediği şeyleri yapıyorum. Tek başıma değilim, bir tek ben değilim.
Bugünler elbet bitecek. Şimdi size birçok misafir gelmiş ve sizlere acıyarak gitmişlerdir. Bizim acınacak halimiz yok çok şükür. Suçlu değiliz, gerçekler ortaya çıkınca ahirette de dünyada da mükâfatımızı alacağız inşallah. Bugün kandildi, burada çok duygusal anlar yaşandı. Hatim duası yapıldı, musafaha yapıldı, salavatlarla tekbirlerle herkes ağlaya ağlaya birbirine sarıldı, sarılırken de birbirimize ve ailelerimize dua ettik. Ben de ağladım, sonra Belgin ablacım geldi yanıma, “annenin kandilini kutlamayacak mısın”, dedi. Sarıldık ağladık. O beni kızlarının yerine koydu, ben de onu annem yerine.
Bu gece burada yan koğuştan bağırmalar duyuldu. Hamile bir bayan varmış. Doğum vakti gelmiş, koridordan geçerken alkış sesleri duyuldu.
Görüş öncesi ve sonrası çok değişik bir atmosfer oluyor burada. Koğuşta herkes hazırlanıyor. Babam görüş öncesi anneme “çok heyecanlanıyorum” demiş ya, aynen ben de öyle heyecanlanıyorum. Hazırlanıyoruz, bekliyoruz ama zaman geçmiyor. O yüzden ben uyuyorum zaman çabuk geçsin diye.
Bize çok üzülseniz de burada kazanacağımız güzelliklerden dolayı bir nebze içiniz rahat olsun, burası günahlarımıza kefaret ve salih kimselerin Allah katındaki derecelerinin yükseltme adına kazançlı bir yer.
Evet, suçsuz girdik, babam, amcam ben. İnşallah günahsız çıkarız buralardan. Dünya hayatımızda biraz zahmet çekip ah edecek değiliz. Sevgili ailem sakın üzülmeyin, burada isyan ediyor olabilirdim, hayata küsmüş de olabilirdim! Sizi çok seviyorum.


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/08/31/burasi/

Hiç yorum yok