Hiç Yoktan Yere Ömrümüzden Çaldılar
2016 yılı eylül ayının ilk günü sabah 07.00 sularında evimizin zili çalındı. Uyku mahmurluğu ile kapıyı açtım karşımda iki tane sivil polis. Eşimle birlikte neye uğradığımızı şaşırmıştık.
F.t. soruşturması kapsamında geldiklerini söylediler ben önce benim için geldiklerini düşünmüştüm eşim için geldiklerini söyledikleri anda dünyam başıma yıkıldı. Eşimin gözlerindeki korkuyu hala unutamıyorum. Polisler içeri geldiler evi aramaya başladılar o sırada eşim hazırlanıyordu karakola gitmek için. Bir taraftan hazırlanıyor bir taraftan korku ve endişeden yaprak gibi titriyordu. Evde iki biri çocuk dergisi olmak üzere iki tane dergi buldular ve tutanaklara örgüt üyeliği delili olarak kaydedildi. Ayrıca gelen polisler eşimin özel eşyalarını bayan polis olmadan aradılar. Daha sonra eşimi alıp karakola götürdüler ifadesini almak için tabi bende arkalarından gittim. Ona ne olacağını bilmediğim için çok korkuyordum nereye bastığımı ne yaptığımı şu anda hatırlamıyorum bile.
Biz annem ve kardeşimle beraber oturuyoruz. Bu durumlar yaşanırken onlar evde yoktu akraba düğünü için il dışındaydılar. Telefon açar açmaz onlarda bizim gibi çılgına döndüler hemen yola çıktılar. Eşimin ailesi de geldiler, beklemeye başladık. Eşim ifadeden çıktıktan sonra hastaneye götürdüler. Eşimle biraz olsun konuşmaya fırsat bulunca şunları anlattı. İfadesi alınırken sürekli kendisinin söylemediği şeyleri yazdıklarını ve iki üç defa ifadeyi okuyup itiraz ettiğini yeniden yazdırdığını söyledi. gel gelelim yine kendi kafalarına göre ifade yazmışlar.
Eşimin gözaltına alınma sebebi ise bylock programıymış. İfadesi alındıktan sonra beklemeye başladık. Gece 11 gibi annem ve kız kardeşim geldiler. Eşimi görmek istediler orada bulunan bir sivil polis gayet lakayt ve aşağılayıcı bir şekilde bütün sülalenizi buraya toplamayın diye bağırmaya başladı. Tabi ailem 2 dk. bile görüşemediler eşimle. Ertesi gün eşimi cezaevine naklettiler. Gel zaman git zaman 1 sene boyunca ne bir iddianame ne de bir mahkeme günü belli olmadan yattı. 1 sene üstüne mahkeme belli oldu.
Suç olarak gösterdikleri şunlardı üniversite de yurt dışına geziye gitmek devletin kendi eli ile açılmasına izin verdiği bankaya para yatırmak yine 2016 senesine kadar resmi olarak çalışmasına izin verilen dershanede öğretmenlik yapmak, resmi bir kurum olan sendikaya üyelik ve tatbiki bylock kullanmak. Ayrıca eşim hakkında bir de tanık varmış biz bunu ancak mahkeme günü öğrendik. Mahkemede eşime ısrarla sorulan bylock kullanıp kullanmadığı idi eşim kullanmadığını yüklendiğini ifade ettikçe hâkim defaten ayni soruyu sorup durdu. Ayrıca hâkim ve savcılar eşim konuşurken onu hiç dinlemediler kendi aralarında konuşuyorlardı.
Eşimden istediğini duymadığı için hâkim çok hiddetleniyordu. Sonra tanık çıktı. Eşimin okuldan arkadaşıymış üniversitede. Bakalım yaptığını sohbet verdiğini söyledi. Hâkim sohbette örgüt propagandası mı yapıyordu dediğinde hayır ben hiç duymadım namaz abdest anlatıyordu diye bir cümle kullandı. Ne günlere kaldık namaz abdest anlatmak meğer suçmuş bunların gözünde.
Dijital verilerin incelenmesi için 2. Mahkemeye ertelendi duruşma. Dijital veriler incelendi ve bylock tespit edilemedi temiz geldi raporlar. Bu arada veriler incelenirken polisler beni aradı telefonda şifre var açamıyoruz şifresi ne söyleyin yoksa ana merkeze gider telefonu 2 sene alamazsınız diye tehdit savurdu polis. Buradan anladım ki 1 sene boyunca ne telefonlar incelenmiş ne de araştırma yapılmış iddianame için.
İkinci mahkemede duruşma yine 3. Mahkemeye ertelendi ve karar mahkemesi olacağı söylendi 3. Mahkemede tahliye bekliyorduk tam karar esnasında hâkim temiz gelen raporlara rağmen yine sana bu bylock’u kim yükletti diye soru sordu. Esim yine kabul etmeyince 7 buçuk sene verdi eşime, yani mahkemelerde gelen raporların ve ifadelerin hiç bir önemi yok. Hâkim isim istedi eşimden itirafçı olsun diye diretti baskı yaptı eşim bunu kabul etmeyince 7 buçuk sene hapse mahkûm edildi hiç yoktan yere. Hiç yoktan yere ömrümüzden çaldılar.
Eşim tutuklandığında henüz 10 aylık evliydik. Bunun üzerine bir de benim şahsi yaşadıklarım var. Hiç bir yerde iş bulamıyorum. Sen f.tcusun diye ise alınmıyorum, alacak olanlar da sigorta dökümünü görünce bizce sorun yok ama yukarıdan baskı var bunları İşe alırsanız kurumunuzu kapatırız diye baskı yapıyorlar diyorlar. Hiç bir soysal güvencem yok. Babamdan kalan emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyoruz. Hem maddi hem manevi ailecek çok yıprandık. Bize bunları reva görenler dilerim yaşadıklarımızı yaşamadan can vermezler.
Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/09/24/hic-yoktan-yere-omrumuzden-caldilar/
Hiç yorum yok