Zindanda | Yusuf Aydınlar

Yer tutsak, gök tutsak, toprak tutsak,
Çevresinde hep dikenli teller,
Zikirdaşları, bakanları hep zindandalar,
Manzaraların değişmez çerçevesi; dikenli teller..
Saat 09:00, havalandirmada dönen tutsaklar var,
Yirmi adım, sekiz adım, yirmi adım, sekiz adım,
Gün görmüş, aydınlık yüzlü Arif amcanın bakışları gökyüzünde,
Aklına ünlü bir şairin dörtlüğü gelir;
“Gökyüzünün başka bir rengi de varmış” diye,
Gözler hem dinlenmede, hem tefekkürde, hem de ümit beslemede…
Bu arada dönmeye devam, her daim ağızlarda zikir,
Şüphesiz bizi seyretmekte göklerdeki melekler,
Yerde Hz. Yusuf(as) ‘ın kuyusu misali çükurdayız,
Çıkamayalım, kurtaramasınlar diye dört bir tarafımızda dikanli teller…
Herşeye rağmen yüzümüz gülüyor, mutluyuz, inanıyoruz,
Şüphesiz bizi gören, herşeye gücü yeten Allah var!
Ağızlarımızda zikir, tesbih, dönüyoruz, dönüyoruz….
Aciziz, çaresiz, muhtacız, Hz Yunuz (as) gibi deriz ki;
“La ilahe ille ente sübhaneke inni küntü minezzalimin”-enbiya/87
Senden başka İlah yoktur, Seni her türlü noksandan tenzih ederim, gerçekten ben zulmedenlerden oldum.
Zararda olduğumuzdan, kaybetmemek için Hz Eyyub (as) gibi deriz ki;
“Rabbi inni messeniyeddürrü ve ente erhamürrahimin”-enbiya/83
Ey Rabbim! Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.
Hic kimse olmazsa “O” olsa yine yeter,
En zor zamanlarinda Üstad gibi deriz ki;
“Hasbünallahü ve ni’mel vekil”-Al-i imran/173
Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.
Elhasıl, yeryüzünde samimane var ise, Allah için sohbetler, zikirler,
Rablerini düşünüp, düşündürenler, sevip sevdirenler,
Ve başlarına gelene sabredenler, ümitvar olanlar,
Başka yere değil, hep Allah’ın huzuruna koşanlar,
O zaman semavat zemine gıpta ile bakar, seyreder.
Medrese-i Yusufiyenin kuyusundan sesler yükselmeye devam ediyor;
“Allah’ım lütfunla, rahmetinle bizleri düşmanlarımızdan kurtar”
“Ya Kahhar, Ya Celal, Ya Rahman, Ya Rahim, Ya Kerim,
Ya Gaffar, Ya Cemal, Ya Fettah, Ya Kavi, Ya Gani…”


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2018/08/28/zindanda/